TwilightKanka
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TwilightKanka

TWİLİGHTÇILARIN YERİ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Kellan Lutz Röportaj

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Nesli Pattz
Admin
Nesli Pattz


Mesaj Sayısı : 208
Kayıt tarihi : 09/06/10

Kellan Lutz Röportaj Empty
MesajKonu: Kellan Lutz Röportaj   Kellan Lutz Röportaj Icon_minitime1Çarş. Haz. 16, 2010 8:19 pm

İşe hızlı bir biçimde seni tanımakla başlayalım, olur mu?
Başla.
Favori rengin?
Neon yeşili. Yeşil, ama özellikle neon yeşili.
Favori şarkın?
Citizen Cope'tan Salvation.
Spor?
Futbolu severim.
Favori takımın?
The Vikings, Randy Moss'tan dolayı çok uzun bir süre boyunca favori takımımdı. Ama şimdi o Patriots'ta ve ben de onları tutmaya başladım. Ama evet, Randy Moss adamım ve futbol benim sporum!
Favori dondurma aroman?
Çilekli, Cold Stone Creamery'den. Çilekli dondurmayı genellikle çilekle karıştırıp yerim. Gerçekten çok iyi.
Favori filmin?
Ucu açık bir soru. Kesinlikle Fight Club ve Spy Game arasında.
TV Şovu?
Lost'u çok izliyorum. Resmen içine çekildim ve çok seviyorum.
O diziyi çok seviyorum.
Teorilerin var mı?
Yok çünkü çılgınca bölümler yayınlamayı sürdürüyorlar! Çok çılgınca bir dizi, bu yüzden izlemekten bu kadar çok zevk alıyorum.
Oynamayı en çok sevdiğin rol hangisiydi?
Twilight'tan hemen önce oynadığım Generation Kill adlı projedeydi. Generation Kill HBO için yapılmış bir mini diziydi. Orada deniz kuvvetlerinden bir askeri oynuyordum ve 10 yıldır deniz kuvvetlerinden olan bir kardeşim vardı. Üvey babam hava kuvvetlerindendi. Sadece epik bir yolculukta bir savaş kahramanını canlandırmaya çalıştım ve denizciler olarak bizler ateş edebiliyor ve Hum-V ya da tank kullanabiliyorduk. Denizciyi oynamak gerçek bir hayaldi. Ayrıca çok cool bir durumdu çünkü gerçekten hiçbir tehlikede olmamama rağmen bir deniz askerini oynayabilmek için gevrek yemek zorundaydım. Bu biraz çılgıncaydı çünkü 30 adamla birlikte çekim yapıyorduk. Haftada 6 gün çalışıyorduk ve bol bol boş ve etrafta dikilecek zamanımız oluyordu. Bu yüzden hep egzersiz yapıyorduk. 20 lbs'lik bir ağırlık kazanmıştım. Bu gerçekten ilginçti ve biz epey kas yapmıştık.
Egzersizlerin nasıldı?
Mini-dizide adamlar 17 gün boyunca yemek yemiyorlardı bu yüzden biz de o kısmı çekmeden önce olabildiğimiz kadar fit olmaya çalıştık ve sonra da egzersizleri bir kerede kesmek zorunda kaldık. Gerçek öyküyü yaşama geçirmeye kendimizi gerçekten adamıştık. Bu yüzden bitene kadar çok kilo kaybettim ama çekimler bitip geri döndüğümde yine spor salonlarına gitmeye başladım.
Bu inanılmaz bir şey gibi gözüküyor! Buna alışmaya çalışacağız.
Evet, kendinizi ayarlayın, bununla gerçekten gurur duyuyorum. Hayatımın büyük bir parçasıydı. Ve aslında kendisi başlı başına başka bir hayattı.
Şu anda herhangi bir şeyin üzerinde çalışıyor musun?
90210'da bir rol aldım. Show'u yeniden çekiyorlar ve ekranlara geri getiriyorlar. Bu konuda gerçekten heyecanlıyım çünkü kadroda bir sürü arkadaşım var. TV'de olmaktan ötürü gerçekten heyecanlıyım ve dizi Los Angeles'ta olduğundan dolayı arkadaşlarımla ve köpeğimle birlikte olacağım. Uzaklarda çok çekimimvardı ve şimdi evde olmak çok güzel.
Seyahat zor olabiliyor.
Aslında seyahati seviyorum ama burada ben olmadan kötüye gidecek o kadar çok şeyim var ki.
Seyahatten bahsetmişken... Oynadığın karakter, Emmett, Tennessee'li. Tennessee'ye hiç gittin mi?
Aslında, daha hiç gitmedim. Sanırım, yani. Annem bizi büyürken sürekli orta batıda tuttu. Nashville'de ya da herhangi bir yerde daha önce bulunduğumu sanmıyorum ama bunu çok isterdim. Tennessee'yle ilgili gördüğüm her fotoğrafı seviyorum. Aslında, Tennessee'de büyümek ve Nashville'de olmak hakkında bir rapor yazmıştım. Benim seçtiğim şehir oydu ve daha önce hiç bulunmadığım bir yer olduğu için bunu yapmak eğlenceliydi.
Twilight'a nasıl seçildiğinden bahsedebilir misin?
Çok şanslıydım, işte Twilight'ı böyle görüyorum. Şükran doluyum. 7 aydır Afrika'daydım ve herhangi bir projenin eylülde falan geleceğini düşünüyordum. Ve tabii ki harika bir ekibim var ve onlar bana ben oradayken kendimi bir banta kaydederek roller için başvurmam için senaryoları mail yoluyla gönderdiler. Bunu yapmak için zaman bulmak gerçekten zordu, bu yüzden içine yüreğimi koyduğum birçok proje elimden kayıp gitti. Ve bu da onlardan biriydi. Senaryodan ve karakterden gerçekten hoşlanmıştım, ama kendimi kaydetmek için zamanım yoktu. Bu yüzden Emmett için başka biri seçilmişti. Sonra Aralık ayında Generation Kill'i bitirip geri geldim. Bir mola vermek istedim. Birkaç aydan beri Amerika'da değildim, bu yüzden Mayıs'ta bıraktığım hayatıma alışmak istedim. Bu yüzden ekibime birkaç aya vermek ve ailemi görmek istediğimi söyledim. Onlar da saygı duydular. Ve sonra, ocağın sonlarında ya da şubatta menajerim aradı ve "Kellan, biliyorum şu an oyunculuk yapmak ve proje çok iyi olmadıkça seçmelere katılmak istemiyorsun. Ama Emmett'ı oynayacak aktör bazı nedenlerden dolayı rolü bıraktı ve ben de seninle odamda konuşmak istiyorum." dedi. Senaryoyu çok sevmiştim, bu yüzden de "Peki tamam, geri döndüm. Hadi şu işi yapalım!" dedim. Seçmelere katıldım ve benden hoşlandılar. Kaydımı Oregon'da hazırlık yapmakta olan yönetmen Catherine'e yolladılar. Benden hoşlandı, beni kadroda görmek istedi. Bundan dolayı Summit aracılığıyla Portland'a uçup Catherine'le tanıştım. Ertesi gün sabahın sekizinde onun önünde de seçmelere katıldım. Beni seçti! Bu yüzden Twilight yer almaktan ötürü çok şanslıyım.
Catherine hakkında ilk izlenimlerin nelerdi?
Oh, o kızı seviyorum! Onun hakkında dedikodular aracılığıyla birçok şey duymuştum. Birçok yönetmen arkadaşım var. Onun filmlerini seviyorum. O özgür bir ruh ve bana onun önünde seçmelere katılacağımı söylediklerinde bu benim için son şanstı. Bu iş ya olacaktı ya da olmayacaktı, bütün baskıyı üzerimde hissettim. Otel lobisinde sadece o ve ben vardık. Elimi sıktı, bana sarıldı ve ben o zaman bu işin eğlenceli olacağını hissettim. Bütün projenin olduğu şey buydu. Harika bir deneyimdi.
Sanna Emmett'la ilgili ayrıca yardım etti mi?
Evet. Ayrıca Stephenie Meyer'ın orada olması da çok güzeldi. Emmett'le ilgili kitapta olmayan ve daha derin birçok notu vardı. Websitesinde kitapta olmayan Emmett ve ayıyla ilgili bölümden çok hoşlanmıştım, çünkü Emmett ve Edward arasındaki merhametli ilişkiyi gösteriyordu. Ve ayıyı sevmesi eğlenceliydi. Rosalie ve benim ilişkimi herkesin “Dirty South” olarak nitelemesi setteki bir şakaydı çünkü ikimiz de eğlenceye bayılıyorduk, özellikle sette Nikki Reed ve ben etrafta aptalca dolaşıp duruyorduk. Ve Catherine, siz ikiniz sanki sokaklardansınız, bunu seviyorum diyordu. Bu gerçekten çok eğlenceliydi. Ve Stephenie bana birkaç harika tavsiyede bulundu.
Emmett sıklıkla beyni olmayan kas yığını şeklinde etiketleniyor. Emmett'ın zekası hakkında sen ne düşünüyorsun?
(Gülüyor) Ben onun zeki olmadığını düşünmüyorum. O çok maceracı ve serbest yaşayan biri. Dünyanın onun üzerine çökmesine izin vermiyor. Bence o zeki bir adam. Eğitimli bir canavar, bir katil. Belki birkaç beyin hücresi eksik olabilir ama kafası çalışıyor.
Emmett ve Rosalie'nin ilişkisinin ekrandaki gelişimi nasıldı?
Nikki ve ben bunu konuştuk; akşam yemeği yedik ve olduğumuz birkaç sahnede Emmett ve Rosalie'nin ilişkisini nasıl gösterebileceğimizi düşünmeye çalıştık. Rosalie'nin Emmett'ın sahibi olduğu ve Emmett'ın da onu dönüştürüp kurtaran meleği Rosalie'ye çok çok fazla şükran dolu olduğu bilgisinden gittik. Emmett'ın seçim şansı yoktu. Ve Emmett vampir olma konusunda Edward gibi negatif düşüncelere sahip değil, gayet rahat. Rosalie ve Emmett'ın ilişkisinde, Rosalie evlenmek istese "Hey Emmett, evlenmek istiyorum!" der ve Emmett'in yanıtı sadece "Tamam" olur. O bir lider ve ben de onun köpeği gibiyim.
Hadi ama, ben köpek demezdim! (güler)
Tamam, o zaman en iyi arkadaşı. Kadının en iyi arkadaşı! (güler)
Robert'ın ve senin karakterin arasında kardeşçe bir bağ olduğunun konuşulduğunu duydum. Bunu ekranda nasıl geliştirdiniz?
Robert ve benim aramda? Yine şu çıkarılmış kısım, Emmett ve ayı... Orada bu ilişkiyi anladım. Gerçekten zor. İlk kitapta Emmett'la ilgili çok fazla şeyin olmamasını kast ediyorum. Çıkarılmış bölüm gerçekten bu ilişkiyi tanımlamamı sağladı. Rob'la ikimiz bütün incelemelerimizden sonra, karakterlerimizin birlikte çok fazla takıldığı sonucuna vardık. En azından benim hissettiğim kadarıyla, onlar en yakın kardeşler, birlikte çok fazla takılıyorlar. Çok ortak noktaları var ve bunları anlaşılır hale getirmek çok güzeldi. Özellikle bale salonundaki dövüş sahnesinde. Ağzımızı açmadan o kadar çok şey paylaştık ki. Yapabildiğimizin en iyisini yaparak bu ilişkiyi hayata geçirmeye çalıştık.
Twilight'ı okuduğunu biliyorum. Kitaptaki favori sahnen hangisiydi?
Vampir mitiyle ilgili fikirleri gerçekten sevdim. Gerçekten güçlüler ve fırtınalardan hoşlanıyorlar. Kendilerini en serbest hissettikleri zaman o zaman, çünkü kimse onların garip beyzbol oyununu duyamıyor. Bunun güzel olduğunu düşünüyorum. Aile olarak oraya gidip etrafta güneş olduğunda, normal bir gün olduğunda yapamadıkları şeyleri yapmaları beni çok etkiledi. Ve ben beyzbola bayılırım. (güler.)
Peki senin ailenle serbest geçirdiğin böyle bir zaman olabiliyor mu?
Gerçek yaşamda mı?
Evet.
Annem ve babam ben küçükken boşandı ve birçok kardeşim var. Ailemi çok seviyorum ama hiçbir zaman aile tatili ya da ona benzer şeyleri yapmadık. Bu biraz karışık, sanırım.
Belki bir gün yaparsın.
Evet, annemi ve babamı çok seviyorum ve yapmamızı dilerdim. Müzik grubu provalarından ya da seramonilerden sonra Cold Stone'a giderdik. Bu hatıralar en çok tutunduğum şeyler. Ve favori dondurmamın Cold Stone'dan olmasının sebebi de bu. Bu bizim için bir ödül, kutlamak ve rahatlamak için bir zamandı sanırım.

Filmin tanıtım süreci çılgıncaydı.

Ah, Evet! (güler.)

Özellikle filmin kadrosunun duyurularının yapılmasının ve film çekimlerinin ilk zamanlarında sanırım birçok fanla tanıştın.

Evet, fanlar bir harika.

Aklına gelen herhangi biri var mı?

Aslında hepsi! Sanırım en sıkı olanı, bunu diğer röportajlarımda da söylemiştim, bahar tatillerinde Portland'a giden iki kızdı. Keşke isimlerini hatırlayabilseydim, ama hatırlamıyorum. Kapımı çaldıklarında daha yeni uyanıyordum. Oda servisi ya da uyandırma servisi olduğunu düşündüm, bu yüzden kapıyı açtım. Kızlara baktığımda, "Oh, giyinmeliyim!" dedim. Bütün ekibe yetecek kadar, bir kocaman sepet dolusu şekerlemeleri vardı. Çok tatlı notlar yazmışlardı. Onlarla çok güzel bir 20 dakika boyunca sohbet ettim ve bana hikayelerini anlattılar. Sonra onlar 1 nisan dolayısıyla bir arkadaşlarına telefon şakası yapmanın ne kadar komik olacağından bahsettiler. Bir 20 dakika daha konuştuk ve şakayı yapmaya çalıştık ama adam telefonu açmadı. Bu gerçekten sıkıydı. Bütün fanların bu kadar "gerçek" olmalarını seviyorum. Bu hiç korkutucu değil. Sadece sevdikleri şey yüzünden mutlular. Twilight kitabıyla ilgili hayalleri, kitabın filme uyarlanması gerçek oldu. Karakterleri bir şekilde gözlerinde canlandırabiliyorlardı. Garip hiçbir şey olmadı. Herkes harika, herkes tatmin olmuş.

Bu senin için farklı bir şey miydi, böyle sıkı bir hayran grubu olan ilk filmin miydi?

Bu yeni bir şey. İşin içine ilk girdiğimde başıma gelecekleri bilmiyordum. Kitabın best-seller olduğunu biliyordum. Ama fanların bunu ne kadar çok önemsediklerini görünce, bu benim işimi 10 kat daha fazla iyi yapmak istememe sebep oldu. Çünkü bu işi sadece kendim için yapmıyordum. Onlar için, hepimiz için yapıyordum. Herkesi mutlu etmek istiyorduk. Bu gerçekten büyük bir sürprizdi.

Size hangi yemekleri veriyorlardı?

Bu daha da komik. Yüksek katkı maddeli pirinç patlakları, büyük popcorn makineleriden çıkmış gibi olanlar hani. (güler.) Çok iyi görünüyorlardı ve ertesi gün şekerimi düzenlemem gerekmişti. (güler.) Beni yemek yerken yakaladıkları zaman oydu sanırım. Bir de muz ve kurabiye vardı. Başka ne vardı bilmiyorum.

Setten aklına gelen komik anlar var mı?

Sanırım çekimlerin ikinci gününde, beyzbol sahnesinin çekimlerini yapıyorduk. Hava çok kötüydü. Herkes, "tamam, bu sahneyi çekelim, bu işi bitirelim" havasındaydı. Yağmuru, doluyu, karı severim ve 30 dakika boyunca olanlar tamamen bunlardı. Çekime hazırlanıyorduk ve tam çekmeye başlayacakken dolu başlıyordu. Büyük buz parçaları dökülüyor gibiydi. Çok komik ve kötü bir durumdu. Biz de çadırları kurduk ve dinmesini beklemeye başladık. Dindikten sonra hazırlandık ve tam yeniden başlayacaktık ki bu sefer de yağmur yağdı.

Siyah bir örtüyü vinçle kaldırdık, bu yağmuru tuttu. Vinci oynattığımızda bütün su bir AD(setteki bir görevli)nin üzerine düştü. Adam bunu sakin karşıladı. Ben o günü çok sevdim, çünkü hava çok güzeldi ve herkesin havadan nefret etmesi beni çok güldürmüştü.

Favori çekim mekanın hangisiydi?

Vadi! Harikaydı! Kuzeylerinde yaşamak isterdim. Nehirler, tepeler, her taraf ormanlık; orası benim için bir cennetti. Orada gerçekten kaybolabilirsiniz. Huzurlu bir çekilde çayırlarında oturmak ve etrafa bakmak çok güzel.

Gitmeden önce birkaç soru daha...

Awwwww...

(güler) Twilight fanlarının hep bilmek istediği şey, ilişkin var mı?

Şu an bir ilişkim yok. Evet, "Şu an bir ilişkim yok, yaşasın!" demeliyim.

"Şimdilik" bekar dedin. Üzgünüm.

Biliyorsun, böyle şeyler olur. Gerçekten ayrılmak harikaydı.

Bunlar güzel şeyler.

Evet, güzeldi. Bunun gibi bir ayrılma yaşamamıştım. Ama bilirsin, farklı yaşamlarımız var. Bazı şeyler değişir. Ve bu çok "ortak" bir şeydi. İşler karıştı, ama biz hala iyi arkadaşız. Özgür olmak ilginç, çünkü uzun bir süredir böyle değildim. Bu çok hoş.

Bir kızda aradığın şeyler neler?

Şu an bir kız aramıyorum. Bir süreliğine başka bir kız arkadaş istemiyorum. Yaşadıklarımı üzerimden atabilmem ve bir süre tek başıma zaman geçirip köpeğimi gezdirmem gerekiyor. Zamanımı başka birine ayırmak istemiyorum. Ama eğer yine özel bir şeyler aramaya başlarsam, neşeli ve güleryüzlü birini isterim. Pijamaları içinde TV izleyebilen ve güzel zaman geçirebilen biri. Zorlu kızları sevmiyorum. Uyumlu olanlar favorilerim.

İşleri ele alma biçimin çok sağlıklı.

Los Angeles'ta böyle şeyler zor. Gerçekten takıldıkların sadece oyuncular.

Son soru. Binlerce Twilight fanına söylemek istediklerin neler?

Teşekkürler. Eğer onların Stephenie Meyer'ın kitaplarına olan tutkusu olmasaydı ben burada olmazdı. Bu harika bir roller coaester gibi. Hepimizin hayatını değiştirecek bir deneyim. Sanırım bunu onlara bırakmalıyım. Onlar filmi yapmamızın sebebi. Bunu yapmamız gerektiği gibi yaptığımızı umuyorum.



*Alıntıdır*
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kellan Lutz Röportaj
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Robert Pattison ile bir ropörtaj:D
» Taylor Lautner Ropörtaj
» Jackson Rathbone Röportaj
» Taylor Lautner New Moon Röpörtaj
» Rob'la çok özeL Röpörtaj

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TwilightKanka :: Twilight Oyuncuları :: Oyuncularla Röportaj-
Buraya geçin: